Konya Mutlu Son

Konya Mutlu Son Her erkekle aslına bakarsak bu kadar çabuk yakınlaşmadığını, aralarında özel bir şeyler olduğundan böyle olduğunu belirtmesi gerekiyordu bir halde fakat nasıl? Aslına bakarsanız aklı başından gitmişti. Fuat’ın organına ilk dokunduğu ve onu gördüğü zaman öyle büyük bir coşku duymuştu ki. Yanılmadığı için çok mutluydu ve deli benzer biçimde onu tatmak istiyordu. Kendi kendine, “o denli elime aldım, bir tek tek bir kere dilimle tadına bakayım” diye düşündü.

Dizlerinin üzerine çöken Mine şimdiye kadar yalnız eliyle dokunduğu kamışın başına sanki ilk kere dondurma yalar gibi tek bir dil hareketiyle dokundu ve bunu yaparken de Fuat’ın gözlerinin içine baktı. Bak organını nasıl yalıyorum dercesine, meydan okurcasına yaptığı tek bir dil hareketi Fuat’a yine, “Sen nasıl bir şeysin?” sorusunu sordurttu. “Seni istiyorum. İçine girmek istiyorum. Her şeyi isterim.” “Bugün değil. İlk gün olmaz,” dedi Mine. “Çıldırıyorum senin için.” “Bugün değil. Bekleyeceksin.” “Yarın mı o vakit? Ne kadar bekleyeceğim.” “bir ihtimal, fakat bugün değil.”

Konya Mutlu Son

Konya Mutlu Son “fakat bu şekilde kalamam ki! Ne olur insaf et. Yardım et bana.” Mine Fuat’ın halini görüyordu. Fuat’ın erkekliği artık sertlikten ve gerginlikten göbeğine dayanmıştı. Damarları tek tek belli oluyordu. Mine parmaklarında bu damarlardaki kan akışını hissediyordu hemen hemen. Her ne kadar Fuat’la aynı anda zevkin doruklarına çıkmak istese de onu öyleyse bırakamazdı. Bu insafsızlık olurdu. “Tamam,” dedi muzır bir halde gülümseyerek.

Büyük bir iyilik bahşedercesine Fuat’ın kamışının kökünden kavradı sıkıca ve tam ucunu iki dudağının arasına aldı, büyük bir öpücük kondurdu kamışının başına ve sonrasında küçük minik iki kere yaladı. Bir eliyle kökten tutarken, öteki eliyle başıyla oynuyordu. Fuat’ın erkekliği kızgın bir demir gibiydi, rengi artık koyu pembeden mora çalıyordu ve yapış yapıştı üzeri. Bir kere daha, bu sefer daha büyük ve uzun süreyle dilini kullandı Mine. Tam dudaklarını o heybetli şeyden uzaklaştırırken, uzun süredir bekleyen bir volkan benzer biçimde patladı Fuat. çehreına fışkırdı Mine’nin. Dudağının kenarı, yanakları, göz pınarı, çenesi, şakakları Fuat’ın spermleriyle doldu taştı. Mine Fuat’a doğru hafifçeçe gülümsedi, çehreındaki özsuları eliyle iyice yedirdi ve bir lokmasının tadına baktı.