Konya Mutlu Sonlu Masöz Güler

Konya Mutlu Sonlu Masöz

Sonra parmaklarını ağzımdan çıkartıyor ve diğer elinin de yardımıyla üst tarafımdaki yıpranmış giysilerimi, yuvarlak göğüslerimi ortada bırakacak şekilde parçalıyor. Meme uçlarım sert ve ufak hücre penceresinden esen soğuk nede‐ niyle dik. Islak parmaklarıyla dokununca daha da uç veri‐ yorlar. Dudaklarını Konya Mutlu Sonlu Masöz göğüslerime değdiriyor ve önce kokusunu içine çekip sonra da öpmeye başlıyor. Zevkten başım arkaya düşüyor, fakat bedenim devinimsiz; yalnızca onun isteklerine uyuyor. Duraksıyor, bana bakıyor ve gülümsüyor. Bir eliyle giysisinin orasını burasını yokluyor, yaklaştığımda din adamlarına özgü giyinmiş olduğunu fark ettiğim giysisinin…

Önce bir anahtar şıkırtısı, arkasından demir kapının yavaşça kapanma sesi duyuluyor. Artık içeride. Benimle. Üstümde kalan giysilerimi yırtıp parçalamaya devam ediyor ve önce ggrup çevremdekileri, daha sonra daha da aşağılara en sıcak bölgeme doğru… Usulca beni yere yatırıyor. Başını ve dilini bacaklarımın arasına gömüyor. Artık üşümüyorum ve onun yardımıyla kendimi hissetmek ve idraklamak isterim. Onu kendime doğru çekiyorum ve üzerine sinmiş kokularımı duyuyorum. Cüppesinin altında el yordamıyla organına, o çok güzel ve uyarılmış organına dokunuyorum, soluk soluğa elimle çekiştiriyorum. Aleti cüppesinin altından dışarı çıkmak istiyor ve ben de siyah örtüsünü kaldırarak yardımcı oluyorum.

Konya Mutlu Sonlu Masöz

İçime giriyor ve sıvılarımız buluşuyor, tereyağında kayan bıçak şeklinde olağanüstü güzellikte kayıyor fakat beni yara‐ lamıyor. Geri çekilip çıkıyor içimden ve bir köşeye gidip oturuyor. Bir süreliğine öylece durmasını temenni ediyorum, sonra ona doğru yaklaşıyorum. Köpüklü sahillerime bir kez daha vuruyor. Birkaç sert, kuru ve ani vurgun beni sonsuz doyuma gdolayıyor. Tek bir varlığa dönüştük. Toparlanmaya başlıyor ve beni başlangıçtakinden daha şiddetli ağlarken bırakıp gidiyor.

Sonra gözlerimi açıyorum ve kendimi yine Milano Havaalanının camında yüzümü incelerken buluyorum. Rüya içinde rüya. Dün olup bitenlerin yankılandığı bir rüya. Gözleri Germano’nunkilerinin tıpkısıydı. Odada yanan şöminenin ateşi gözlerini aydınlatıyor ve parıldatıyordu. Gianmaria iki büyük kütük ve dal parçaları ile içeriye girdi. Ğömineyi yakmaya ve ortamı daha hoş ve rahat kılmaya ça‐ lışıyordu. İçimi daha önce hiç tanımadığım rahatlatıcı bir sı‐ caklık kaplamıştı.